Yumurtalık tümörü (over kanseri) tedavisi nasıl olmalıdır?

Yumurtalık tümörü (over kanseri) tedavisi nasıl olmalıdır?

Yumurtalık tümörleri Türkiye’de en sık görülen ikinci genital tümördür. Genelde evre 3 dediğimiz nispeten ileri evrede hastalar tanı almaktadır. 60-70’li yaşlarda hastalar tanı almaktadırlar. Buradaki ana problem yumurtalık kanseri belirtilerinin çok hastalığa spesifik olmamasından kaynaklanmaktadır. Karında şişli, hazımsızlık, erken doyma, kilo alma, barsak alışkanlıklarında değişiklik gibi bulgularda mutlaka hekime başvurmak gerekmektedir.  Her ne kadar bu şikayetleri olan hastalarda yumurtalık kanseri tanısı varlığında hastalığın evresi ileri olsa da, hala ameliyat şansı olmaktadır. Yumurtalık kanseri karın içerisinde yayılan ve genelde karın içi organlar dışında uzak metastaz yapma şansı düşük olan bir kanserdir. Eğer hastanın genel durumu iyi ise ilk tedavi seçeneği agresif cerrahi yaklaşımlardır. Cerrahi tedavi yaklaşık 7-8 saat süren agresif girişimler olduğu için ameliyat öncesinde hastanın genel durumu ameliyatı kaldıracak şekilde iyi olmalıdır. Bazı durumlarda hastanın karnındaki sıvı, akciğer kapasitesinin azalması, beslenme durumunun bozukluğu, eşlik eden şeker, yüksek tansiyon, kalp ya da böbrek hastalıkları gibi kronik hastalıklar dolayısıyla hasta uzun sürecek bir ameliyat için uygun olmayabilir. Bu şartlarda ya karın içinden sıvı örneği alınarak ya da kısa sürecek tanısal (kapalı) laparoskopik ameliyatlar ile doku tanısı elde edelir ve yumurtalık kanseri tanısı konur. Bundan sonra hasta ağır bir ameliyatı kaldıramayacağı için öncelikle hastanın genel durumunu toparlamak, zaman kazanmak için önden 3 kür kemoterapi verilerek hastalık kontrol altına alınır, karın içindeki, akciğerdeki sıvı azaltılır, hasta 2-3 ay içinde ameliyata hazır hale gelir. Eğer ilk aşamada hastanın genel durumu iyi ise bu tür hastalar primer cerrahi için ideal hastalardır. Bu tür hastalarda ana amaç tüm gözle görülen tüm tümör yükünü sıfırlamaktır. Eğer geride makroskobik, gözle görülebilen bit tümör kalırsa hasta bundan negatif olarak etkilenir ve sağkalımı azalır. Yani ileri evre yumurtalık tümörlerinde amaç radikal cerrahi ile tüm tümörün en-blok çıkarılmasıdır. Bu sadece rahim ve yumurtalık cerrahisi şeklinde olmaz. Tümörün  tuttuğu tüm doku ve organlardan tümör temizlenmelidir. Barsak rezeksiyonları, karaciğer rezeksiyonları, dalak çıkarılması, diyfragma dediğimiz karın ve akciğeri ayıran kasın eksizyonu gibi birçok çoklu organ rezeksiyonu yapılması gerekmektedir. Yapılan bilimsel çalışmalarda tümörün tüm batından temizlendiği hastalarla, eksik cerrahi yapılan hastalar karşılaştırıldığında, tümörün tam olarak çıkarıldığı hastalarda neredeyse iki kat daha fazla sağ kalım olmaktadır. Cerrahi sonrasında da hastanın genel durumu toparladığında 6 kür kemoterapi verilmektedir. Ayrıca PARP inhibitörleri denen güncel tedaviler de şu an ülkemizde uygulanmaktadır. BRCA 1-2 mutasyonu taşıyan hasta gruplarında standart kemoterapi sonrası idame PARP inhibitörleri kullanıldığında sağ kalım anlamlı olarak artmaktadır. Sonuç olarak 3-4 aydır ortaya çıkan karın ağrısı, karında şişlik, erken doyma, kilo artışı, hazımsızlık gibi şikayetlerde mutlaka bu konuda uzman jinekolog onkolog  hekimlere başvurulmalıdır. Hastalarımız bu gibi şikayetlerde altta yatan muhtemel bir ileri evre yumurtalık tümörü olabileceğini akılda tutmaları gerekmektedir. Yapılacak ultra-radikal geniş bir cerrahinin hastanın sağkalımını uzatacağını bilmek gerekir. Tüm hastalarımıza sağlık doku günler diliyorum

Prof Dr Nasuh Utku Doğan